Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ahmet Aras’ın özel danışmanı Levent Arkan’ın, gazeteci-yazar Özcan Özgür’e yönelik sosyal medya paylaşımları, basın çalışanlarının ortak tepkisine yol açtı. Açıklamalar ağır: “İnsani, vicdani ve hukuki açıdan kabul edilemez.” Bizim açımızdan mesele sadece bir danışmanın “sert” çıkışı değil. Sorun daha derin: Kamu görevlilerinin, makamın saygınlığını kişisel öfke ve polemikle zedelemesi.
Sosyal Medya, Kamu Kurumu Değil
Hepimiz biliyoruz, sosyal medya bireylerin “kendi alanı” gibi görünüyor. Oysa kamu görevlileri için durum böyle değil. Hele ki “belediye başkanının özel danışmanı” gibi bir pozisyonda olan bir isim, kendi adıyla yazdığı her kelimede aslında belediyeyi de konuşur hale geliyor. Kamuoyuna açık bir mecrada kişisel hesaplaşmalar yürütmek, hele ki işin içine aile, özel hayat ve küçültücü ifadeler giriyorsa, bu sadece etik değil; hukuki bir sorun da yaratıyor.
Basın ve Demokrasi
Gazetecilerin eleştirileri hoşumuza gitmeyebilir. Hatta kimi zaman ağır da gelebilir. Ama demokrasi, işte o “hoşumuza gitmeyen sözleri” de kaldırabilme kapasitesiyle ölçülür. Eleştiriye öfkeyle karşılık vermek, meseleyi kişiselleştirmek, yalnızca basın özgürlüğüne değil, demokratik kültüre de zarar verir.
Makam ve Üslup
Bir belediye başkanının danışmanı, sadece kendi görüşünü ifade etmez. Onun sözleri, doğrudan temsil ettiği makamın itibarıyla yan yana anılır. Bu nedenle sosyal medyada kullanılan her ifade, kişisel olmaktan çıkar; kurumsal bir yansıma haline gelir. Üslubun sertliği, hedef alınan kişinin özel hayatına dönük imalar ya da küçültücü dil, yalnızca muhatabı değil; kurumun kendisini de yıpratır. Basın çalışanlarının altını çizdiği nokta da tam olarak bu: Danışmanlık görevi polemik değil, itibar üretir.
Başkan Aras’ın Sorumluluğu
Danışmanın sözleri, yalnızca kendi kişisel üslubunu değil, doğrudan Başkan Ahmet Aras’ın siyasi sorumluluğunu da gündeme getirdi. Çünkü kamu vicdanı, danışmanın değil başkanın iradesini görmek ister. Şimdi kritik soru şu: Aras, bu krizi “kişisel bir polemik” olarak mı görür, yoksa “kurumsal itibar” meselesi olarak mı ele alır? Başkan Aras’ın yanıtı sürece ilişkin siyaset-basın ilişkilerine dair mesaj verecek.
Makama Gölge Düşürmek
Bir belediye başkanının danışmanı, kurumun gölgesi gibidir. O gölge büyüyüp makamı karartıyorsa, mesele yalnızca bir kişinin hırsı değildir. Muğla’daki bu tartışma bize yeniden hatırlatıyor: Makamlara gölge düşürmek kolay, saygınlık kazandırmak ise sabır ve özen ister. Muğla Basın Çalışanları’nın açıklaması, aslında basının sadece kendini değil, aynı zamanda kurumsal etik değerleri de savunduğunu gösteriyor. Bu, yerel demokrasi adına küçümsenmeyecek bir tavırdır.
Son Söz ve Hatırlatma
Son yerel seçimde bir şekilde il merkezine gelen ve kent yönetimi içinde yer alan bazı yönetici, danışman ve özel danışmanlardan Orta Muğla insanının barışa, hoşgörüye ve demokrasi dayalı yaşam şekline saygı göstermelerini bekliyoruz. Metropol fitnesiyle ve kumsal siyasetiyle yeni bir kültür ve alışkanlık inşa etmeye çalışanlara Orta Muğla’nın ‘kır yatağı’ olduğunu hatırlatıyor; insanıyla, yaşam kültürüyle kendine ait bir uyum ve dengeye sahip olduğu unutulmasın istiyoruz.