Türk-İş’e bağlı Tes-İş Sendikası Yatağan Şubesi, hafta sonunda yapılan 12. Olağan Genel Kurulu’nda mevcut başkan Fatih Erçelik’e güven tazeledi. Genel Kurulda 136 delege oy kullandı. Erçelik, genel kurulda yaptığı konuşmada, Yatağan, Yeniköy, Kemerköy ve Akköprü termik santrallerinde yıllarca verilen özelleştirme karşıtı direnişi hatırlattı. O günleri “447 gün süren mücadele” olarak anan Erçelik, konuşmasında sendikanın geçmişine göndermede bulunarak şunları söyledi: “Bizler enerji işçilerinin haklarını emanet ettiği seçilmiş insanlarız. Bu kutsal bir sorumluluktur. Bu bilinçle hareket ediyoruz.” Bu vurgu, Tes-İş’in yerel örgütlenmesinde emeğin onuruna dayalı bir meşruiyet anlatısının hâlâ güçlü biçimde var olduğunu gösteriyor. Erçelik konuşmasında son yıllarda yaşanan krizleri pandemi, 6 Şubat depremleri, kömür yetersizliği nedeniyle yaşanan toplu işten çıkarmalar bir bütün olarak “emek üzerindeki baskılar zinciri” olarak tanımladı. Santrallerin kaderini belirleyen temel unsurun kömür olduğunu vurgularken, bölgede milyonlarca ton rezerv olmasına rağmen “yasal engeller” ve “çevre örgütlerinin kuyruğuna takılan siyasiler” yüzünden üretimin aksadığını söyledi. “Santraller çalışmazsa bize işsizlik ve açlık olarak döner. Kömür çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğidir.” Erçelik, konuşmasının devamında kendilerine yöneltilen eleştirilere karşı da sert bir savunma yaptı:“Biz ne çevre düşmanıyız ne de işverenin güdümünde sarı sendikacıyız. Biz ekmeğimizin peşindeyiz. Çevreyle barışık, kontrollü madencilikten yanayız.” Bu cümleler, Yatağan’daki sendikal çizginin “pragmatik çevreciliğe” evrildiğini; yani çevreyi tamamen reddetmeden, ama ekonomik kaygıları önceliklendiren bir yaklaşımı benimsediğini ortaya koydu. Genel kurula Türk-İş Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı ve Tes-İş Genel Başkanı İrfan Kabaloğlu da katıldı.