Bugün 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü… Kadınların seçme ve seçilme hakkını kazanarak demokratik yaşama yön verdiği bu tarih, her yıl ülkenin dört bir yanında eşitlik mücadelesinin önemini hatırlatıyor. Bugün, kadınların kamusal alandaki varlığını güçlendirmek için atılan adımların, kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğini yeniden görüyoruz. Muğla Büyükşehir Belediyesi de bu konuda uzun süredir önemli çalışmalar yürüten kurumlardan biri. Kadın farkındalığına yönelik politikaları, toplumsal cinsiyet eşitliği birimleri, eğitim programları ve uluslararası sözleşmelere dayalı yaklaşımıyla Muğla’da örnek bir çerçeve oluşturulmaya çalışılıyor. Ancak bütün iyi niyetli çabalara rağmen kamusal kurumlarda zaman zaman istenmeyen olaylar yaşanabiliyor. Son olarak iki kadın çalışanın birim amirleri hakkında dile getirdiği taciz ve psikolojik baskı iddiaları, bu açıdan önemli bir sınav niteliğinde. Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın talimatıyla hızlı bir şekilde idari soruşturma başlatılması ve ilgili yöneticinin görevden uzaklaştırılması, bu konularda kararlılık göstermenin, sorunları görmezden gelmeden çözüm iradesi ortaya koymanın önemli bir göstergesi.
Sorun Değil, Çözüm Üretmek
Kadın çalışanlara yönelik her türlü baskı, taciz ya da mobbing iddiası; sadece mağdurlar açısından değil, kurumsal işleyiş açısından da ciddiyetle ele alınması gereken bir başlık. Bu tür olayların üzerine hızlı ve şeffaf biçimde gidilmesi, aslında kurumların güçsüzlüğünü değil; aksine güven veren bir işleyişe sahip olduklarını ortaya koyar. Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin kadın odaklı çalışmalarını, farkındalık programlarını ve eşitlik politikalarını destekleyen geniş bir toplumsal kesim var. Bugünkü hassasiyet, bu politikaların içinin dolu olduğunu ve gerektiğinde uygulamada da korunduğunu gösteriyor.
Kutlama Değil Sorumluluk Günü
5 Aralık, yalnızca hakların kazanıldığı günü kutlamak değil; bu hakları koruyabilmek için kurumların ve toplumun omuz omuza vermesi gerektiğini hatırlatan bir gün olmalı. Kadınların kamusal hayatta, iş yaşamında, belediyelerde, sokakta, evde… kısacası hayatın her alanında güvende olması sadece yasaların değil, aynı zamanda sürekli canlı tutulan bir toplumsal bilincin sonucudur. Bu nedenle Muğla’daki son gelişme, sadece üzücü bir olay olarak değil, aynı zamanda kurumsal duyarlılığın sınandığı ve güçlendiği bir süreç olarak da değerlendirilebilir.
Sözle Değil, Uygulamada Eşitlik
Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin kadın haklarına ilişkin kararlı duruşu, farkındalık programları ve güncel olay karşısındaki refleksi; yerel yönetimlerin bu alanda nasıl bir rol oynayabileceğini gösteriyor. Ancak yaşanan her örnek bize, bu alandaki mücadelenin yalnızca mevcut yapılarla sınırlı kalmaması gerektiğini de hatırlatıyor. Kadınların çalışma hayatında, kamusal alanda ve sosyal yaşamda karşılaştığı riskler düşünüldüğünde, artık belediyelerde kurumsal ve bağımsız bir “Kadın Hukuk Birimi”nin zorunlu hale getirilmesi gerekiyor. Bu birimler yalnızca farkındalık programları düzenleyen değil, aynı zamanda kadın çalışanların yaşadığı her türlü mobbing, taciz ve ayrımcılığa karşı başvuru alabilen, psikolojik destek sağlayabilen, veri toplayan ve hızlı bir çözüm için belediye yönetimine doğrudan rapor sunan yapılar olmalıdır.
Kadın Bakanlığı Kurulması
Daha da önemlisi, içinde bulunduğumuz ülkede taciz, mobbing, şiddet ve kadın cinayetlerinin ulaştığı boyut göz önüne alındığında, artık Kadın Bakanlığı kurulması gerekliliği açıkça ortadadır. Bu bakanlık, hem politikalarda bütüncül bir koordinasyon sağlayacak hem de kadınların yaşam hakkını, çalışma güvenliğini, ekonomik eşitliğini ve adalete erişimini devlet politikası düzeyinde güvence altına alacaktır. CHP önümüzdeki süreçte böyle bir başlığı gündemine alabilir.
Toparlayalım. Kadın hakları sadece bir günün konusu değildir; bir kurumun kültürü, bir devletin vizyonu, bir toplumun geleceğidir. Bu nedenle 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü, eşitliği kutlamanın yanında; kadınların yaşam hakkını korumak için yeni adımlar atmanın da miladı olmalıdır.




