CHP’de “Karışmayın” Talimatı: Üç Olası Neden, Tek Kritik Sonuç

13

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi’nden belediye başkanlarına yönelik gönderildiği öne sürülen “Delege seçimlerine ve ilçe başkanlığı seçimlerine karışmayın” talimatı, basit bir uyarının ötesinde partinin örgütsel zeminine dönme çabası olarak okunmalı şeklinde bir değerlendirmemiz olmuştu.
Bu değerlendirmeye CHP tabanından benzer görüşler geldi.
Her ne kadar delege seçimi ve ilçe kongrelerine yönelik yapmayı planladığımız ilçe turunu, siyasi atmosferin yanı sıra geçirdiğimiz bir rahatsızlık nedeniyle yarıda kesmiş olsak da, o süreçte bazı ilçe belediye başkanlarının turun öznesi haline gelmelerini kaygıyla gözlemlemiştik. Bu nedenle süreçte kaleme aldığımız birkaç yazıda, ilçe örgütleri ile belediye başkanları arasındaki ilişki biçimlerinin, gerilim ve uyumsuzluklarının kongreler sürecinde belirleyici olacağına dikkat çekmiştik.
CHP tabanından gelen görüşlerin büyük çoğunluğunun yine aynı çizgide olması, doğrusu bizi şaşırtmadı.
Sormak gerek:
Seçimlerin üzerinden henüz 17 ay geçmişken, bir sonraki seçimlere daha 43 ay gibi bir süre varken, ilçe yönetimlerinin odağına oturan belediye başkanları ne yaptılar da (!) kendi örgütlerinin hedefi durumuna geldiler?
Ya da yapmadılar?
Bu sorunun yanıtını üç aşağı beş yukarı biliyoruz. Ancak bu aşamada ilçe ilçe, isim isim gidecek değiliz. Yine de şu soruyu sormak mümkün:
Bize kadar gelen ve parti içi rekabete işaret eden kulis bilgileri, CHP Genel Merkezi’ne de gitmiş olabilir mi? Belediye başkanlarına “Delege seçimlerine ve ilçe kongrelerine karışmayın” talimatı bu nedenle verilmiş olabilir mi?
Bu soruya üç yanıt verilebilir:
Bir: Karışmayın kararıyla belediye çalışanlarının delege, il ve ilçe kongrelerinde aday olamayacağı yönündeki tüzük değişikliği, örgüt üzerindeki gücü kısıtlanacak olan belediye başkanlarının siyasi etkilerinin sınırlandırılmasını amaçlamış olabilir.
İki: Belediye başkanlarının özellikle kongre süreçlerinde “hakem” pozisyonuna getirilmesi, parti içi rekabetin daha tabandan şekillenmesini sağlamak ve belediye imkânlarının bu süreçlerde dolaylı olarak kullanılmasının önüne geçmek amacıyla alınmış bir karar olabilir.
Üç: Genel merkezin “karışmayın” hamlesi, belediye başkanlarının vesayetini kırma planının ilk adımı olarak algılanabilir. Zira CHP’de uzun süredir belediye başkanlarının örgüt üzerinde kurduğu nüfuz, il başkanlarının bile önüne geçmiş durumda.
Bu yanıtlara bir de tespit ekleyelim.
CHP’de parti içi güç dengeleri söz konusu olduğunda, yapılan düzenlemelerin beklenmedik sonuçları olabiliyor. Belediye başkanlarına yönelik artan şikâyetlere bakılırsa, bu kongre süreci ya genel merkezin “örgütü tabana indirme” iddiasını güçlendirecek ya da belediye başkanı–ilçe örgütü gerilimini derinleştirecek.
Toparlayalım.
Yazıyı 2023 yılında gerçekleştirilen Bodrum 38. Olağan kongresinde, o gün; Bodrum Belediye Başkanı, bu gün; Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın, tamda bu konuya ilişkin yaptığı örnek açıklamayı hatırlatarak bitirelim. Belediye başkanlarının parti içindeki seçimlerine karışmaması gerektiğini dile getiren Başkan Aras, o gün şunları söylemişti: “Bana dediler ki zaman zaman, sen başkan, adayın kim? Benim adayım Cumhuriyet Halk Partisi ilçe başkanıdır, kim olursa çalışırım. Özellikle belediye başkanlarının bu türlü seçimlere karışmasını doğru bulmuyorum. Belediye Başkanları elindeki gücüyle irade gücüyle ona verilmiş kamu gücüyle bu işlere karışmamalıdır”…
Umarız Başkan Aras’ın bu tavrı devam eder ve diğer belediye başkanlarına da örnek oluşturur.

Haberi Paylaş