Cumhuriyet Halk Partisi’nde, kongre takviminin başlangıcı olarak görülen ve parti içi güç dengelerinin yeniden şekillenmesinde kritik rol oynayan ilçe delege seçimleri, yarın (13 Ağustos) başlıyor. Bu ilk aşamanın tamamlanmasının ardından, 13 Eylül’de yapılacak ilçe kongreleriyle birlikte, yerel düzeyde yönetim kadroları yeniden belirlenecek.
Mevcut ilçe başkanları, yeniden adaylıklarını duyurarak hem kendi siyasi pozisyonlarını hem de ekiplerinin sürekliliğini sağlamayı hedeflerken; ilçe başkanlığına yeni talip olan isimler, seçilebilmek amacıyla delege seçimlerine doğrudan ve çoğu zaman doğal yollardan dâhil oluyor. Bu müdahale biçimi, belediye başkanları ya da milletvekilleri tarafından yapılan ve genellikle “dikey” olarak tanımlanan etkiden farklı olarak, daha çok örgütün kendi iç dinamikleriyle şekillenen “yatay” bir katılım olarak değerlendiriliyor.
Parti tüzüğü uyarınca, belediye çalışanları kongre sürecinde delege olamayacakları gibi il veya ilçe yönetimlerinde de görev üstlenemeyecekler. Genel Merkez’in bu kuralı tavizsiz uygulayacağı belirtilse de, siyasi tecrübesini ve etkisini sürdürmek isteyen eski-yeni belediye başkanlarının, milletvekillerinin veya başka aktörlerin, kuralı “üçüncü şahıs” formülüyle dolanma ihtimali, parti kulislerinde ihtiyatla dile getiriliyor. Herkesin birbirini yakından tanıdığı ilçe örgütlerinde böyle bir girişim, siyasi tartışmalara da kapı aralayabilir.
Yarın başlayacak delege seçimleri aynı zamanda bir dönemin kapanacağına da işaret ediyor. Kemal Kılıçdaroğlu döneminde seçilen delegelerin etkisinin sona ermesiyle birlikte, Özgür Özel liderliğindeki CHP’nin yeni kadroları sahaya inecek. Dolayısıyla delege seçimleri, yeni yönetimin yalnızca örgütsel değil, siyasi manevra kabiliyetinin de ilk ciddi sınavı olacak.
CHP’de kongre takvimi, dar anlamda bir yenilenme sürecinden ibaret değil; aksine parti içi dengelerin yeniden kurulmasını, eski-yeni rekabetin sınanmasını, genel merkez–yerel örgüt ilişkilerinin yeniden tanımlanmasını ve genel başkanın kadro tercihleriyle ilgili stratejik hamlelerinin sahada test edilmesini ifade ediyor.
Üstelik bu kez süreç hızlandırılmış bir takvimle yürütülecek. Üç hafta içinde delege seçimleri tamamlanacak, ardından üç hafta içinde tüm ilçe kongreleri yapılacak. Bu açıdan bakıldığında, yarın başlayacak seçimler, yalnızca parti içi demokrasi açısından değil, genel merkezin örgütsel hâkimiyetini yeniden tesis etme ve güçlendirme çabaları bakımından da okunabilir.
Süreç nasıl işleyecek?
Her mahallede (beldelerde, köylerde) partiye kayıtlı üyeleri sandık başına giderek, ilçe kongresinde oy kullanacak delegeleri seçecek. Bu delegeler, doğrudan ilçe kongresine katılarak ilçe başkanını ve ilçe yönetimini belirleyecek. İl kongresi delegeleri, ilçe kongrelerinde; kurultay delegeleri ise il kongrelerinde seçilecek.
Yarın başlayan süreçte ilçe başkanlıklarının belirlediği takvime göre sadece mahalle delegeleri belirlenecek. Özetle, CHP’de hâlâ en canlı biçimde işleyen demokratik reflekslerden biri olarak görülen delege seçimleri, örgütsel güç dengelerini doğrudan etkileyen bir alan olmaya devam edecek. Biliyoruz ki CHP’de bir kez daha her şey delege seçimleriyle başlayacak.
