İKİ ESASLI SORU
Bayram öncesi kurultay sürecine yönelik kaleme aldığımız ‘Kurultay Karnesi’ başlığı taşıyan
son yazıyı; “CHP yüksek siyaseti erken seçim bekliyor, bütün hazırlığını buna göre yapıyor. Erken seçimden kast edilen milletvekilliği genel seçimi” tespitiyle bitirmiştik.
Araya bayram tatili girse de, içeriği ile mini bir diziye dönüşen kurultayın ardından yazılarına ilişkin iletiler gelmeye devam etti.
Bilindiği gibi tatillerde çalışıyor, haber yapmaya devam ediyor olsak da köşe yazmıyoruz.
Köşe için tatilin sona ermesini, hayatın normale dönmesini bekliyoruz.
Bayram tatili boyunca yazılara ilişkin CHP’lilerden, muhtemelen kendilerini dışlanmış olarak hisseden ulusalcı kanattan çok sayıda ileti geldi.
Aralarında yerele, yerel siyasete ve yerel aktörlere dem vuranları olduğu gibi, CHP genel siyasetine gönderme yapanları da vardı.
En ilginç olanı ise kısa bir soru olarak gelmişti.
Soru şöyle idi:
“Sayın yazar; kurultayı kazananlar seçimi kazanabilir mi?”
Kabul etmek gerekirse soru sıkı bir soruydu.
Kurultayda uygulanan söylem, eylem ve yöntemle CHP’nin olası bir erken seçimde, seçim kazanıp kazanmayacağı sorusu (!) esaslı bir soruydu.
Zira bu sorunun içinde ne ararsanız vardı.
Cumhuriyetin kurucu iradesi, parti ideolojisi, tarihsel miras ve kavramlar, Yeni CHP…
Soruyu yönelten ileti sahibine gönderdiğimiz kısa not da; CHP’yi nostaljik bir figür olarak görmediğimizi, bu nedenle romantik ve melankolik yorum yapmayacağımızı ifade ettik.
‘CHP’de romantik çağ kapandı’ uyarısı yaptık.
37. Olağan kurultayın ‘İktidar Kurultayı’ hedefiyle gerçekleştirildiğini, genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun 13 maddelik ‘İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi’ni hatırlattık.
Ötesinde CHP yüksek siyasetinin erken seçim beklediğini ve milletvekili genel seçime hazırlık yaptığına dikkat çektik.
Genel başkanın bayram sonrası 25 yeni ismin katıldığı parti meclisinden 18 kişilik MYK’sını yani A kadrosunu kuracağını sözlerimize ekledik.
Süreci bekleyip görmek gerektiğini dile getirdik.
Kurultayı alan mantığın seçimi alıp-alamayacağı yönünde herhangi bir görüş bildirmedik.
Akşamdan sabaha, beş dakikada her şeyin değişebildiği ülke siyasetinde şimdiden net bir tespit yapılamayacağını, böyle bir tespit için henüz erken olduğunu kendisine ilettik.
Ses çıkmadı.
‘Sanıyoruz aradığı cevabı bulamadı’ diye düşünürken bayramın son günü kendisinden yeni bir ileti geldi.
İkinci ileti de ilki gibi, kısa ve netti.
İkincisi de soru olan ileti; “CHP’nin muhafazakâr sağ seçmen yarışına girmesi iktidar olmasını sağlayabilir mi?” şeklindeydi.
***
Kopyalanamaz, izinsiz kullanılamaz.
MKG/Nejat Altınsoy Ağustos 2020