30 MART’TAN BU YANA NE OLDU?

15

30 Mart’tan bu yana ne oldu? diye bakıyor,
Büyükşehir statüsü ile ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz.
Henüz günlük hayatımızda hissedilmiyor olsa da
Büyükşehir statüsünün kentin kimyasını bozduğunu söyleyebiliriz.
***
Bu süreçte en çok dikkatimizi çeken şey;
Her şeye ama her şeye piyasa terimleriyle bakılmaya başlanmasıydı.
Kır-kent ayrımını ortadan kaldıran büyükşehir statüsü;
Sermaye düşünen, eşitsizlik üreten, mekanları metalaştıran bir sonuç üretti.
Muğla bu sonuca hazırlıksız yakalandı.
***
Ormanlar, dereler, koylar, sokaklar, mahalleler, kentler, köyler, beldeler ve ilçeler birer yaşam alanı olmaktan çıktı piyasa terimleriyle anılmaya başlandı.
Her birinin ne kadar gelir getirdiği,
Bu gelir hakkının kime ait olduğu,
Ya da nasıl paylaşılacağı gibi tartışmalar (!)
Bu sürecin en dikkat çekici yanlarıydı.
***
Biz yasayla gelen yönetim ve uygulama şekline kafa yorarken,
Büyükşehir statüsüyle kır ve kıyı mekanları;
Kentin ekonomi-politikalarının merkezine yerleşti.
Mekanlar aracılığı ile kendimizi;
Sermayeyi savunur bulduk.
Yetmedi (!)
En yakındaki yerleşim birimiyle de hasım olduk.
***
Büyükşehir yasası kentin kimyasını bozdu.
Yasanın getirdiği uygulamalarla
30 Mart öncesinin 40 yıllık (!)
“Mekân, toplum ve siyaset” ilişkisi yerle bir oldu.
Yeni bir dönemin inşası başladı.
Kapitalist ruhlu yeni dönemin en büyük aktörlerinden birisi de;
Muğla Büyükşehir Belediyesi oldu.
***
Hepiniz hatırlarsınız.
Muğla Büyükşehir olmadan önce (!)
Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün,
Muğla merkezi;
“Kızlarını zengin kocaya vermiş emekli babaya” benzetirdi.
Büyükşehir statüsüyle o emekli baba (!)
Zenginlikte damatlarını geçti,
Kır ve kıyı yapılanması ile mal zengini oldu.
***
Bu yazı bir sonuç yazısı değil.
Sonuç yazısı için henüz erken.
30 Mart’tan bu yana ne oldu? diye bakıyor,
Büyükşehir statüsü ile ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz.
Her şeye piyasa terimleriyle bakılmaya başlanan,
Kent-toplum ilişkisinin parametrelerinin değiştiği bir kentte bizimki sadece bir tespit.
Yerleşim birimlerinin savunma mekanizmalarının yıkıldığı bir kentte dileğimiz; tarihe not düşmek…

Haberi Paylaş