Siyasette Küçük İhlallerin Büyük Sonuçları

2

Bodrum Belediyesi’nin CHP’li Meclis Üyesi Niyazi Atare’nin, bir yol açma işlemi için rüşvet istediği iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında suçüstü yakalanarak tutuklanması, uzun süredir konuşulan bazı sorunları yeniden gündeme getirdi. Bu olay, yalnızca kişisel bir hata ya da tekil bir yolsuzluk dosyası olarak görülemez. Çünkü benzer tartışmalar, farklı dönemlerde ve farklı kentlerde de karşımıza çıkıyor. Bu nedenle artık mesele, yerel yönetimlerin nasıl çalıştığına ve hangi değerler üzerinden şekillendiğine dair daha geniş bir soru haline geliyor. Bodrum’da dava devam ediyor. Masumiyet karinesine ve hukuka saygılı olduğumuzu belirtelim, yazıyı genel bir çerçevede ele alacağımızı ifade edelim.
Yönetim Kültürü Aşınıyor
Bugün birçok yerel yönetimde yaşanan sorunlar, birbirinden bağımsız küçük olaylar değil. İmar tartışmaları, çıkar ilişkilerinin karar süreçlerine yön verebilmesi, siyasi rekabetler, kadrolaşma, kurum içi gerginlikler ve kamu kaynaklarının kullanımıyla ilgili tartışmalar… Her biri ayrı ayrı ele alındığında bile alarm veren bu tablo, birleştiğinde daha büyük bir krizi işaret ediyor. Yerel yönetimlerde şeffaflık, hesap verebilirlik ve kamusal yarar gibi temel ilkelerin zayıfladığını gösteriyor. Yerel yönetimlerin nasıl işlediğini ve yöneticilerin hangi değerlere göre hareket ettiğini yeniden düşünme zamanı.
Yerel Demokrasiyi Yeniden Kurmak
Yerel yönetimler, vatandaşların en yakından gördüğü ve deneyimlediği yönetim alanıdır. Yerel yönetimlerden kaynaklanan sorunlara yönelik çözüm, düzenlemelerle sınırlı kalamaz. Karar süreçlerinin açık olması, denetimin bağımsız yapılabilmesi ve halkın yönetime katılabildiği mekanizmaların güçlendirilmesi gerekir. Mahalle toplantıları, açık ihale süreçleri, düzenli kamu bilgilendirmeleri ve bağımsız denetim kurulları bu açıdan önemlidir. Kısacası, yönetimin kapalı odalarda değil, toplumun gözünün önünde şekillenmesi gerekir.
Siyasetin Güven Sorununu Aşması
Bugün siyasetin en büyük problemlerinden biri, toplumun güveninin zayıflaması. İnsanlar, kurumlara ve karar alıcılara eskisi kadar güven duymuyor. Güven kaybolduğunda, siyaset de meşruiyetini kaybediyor. Bu güveni yeniden kurmak için, yalnızca kanunlara uygunluk yetmez, aynı zamanda etik değerlere, ilkelere, tutarlılığa ve kamusal sorumluluğa dayalı bir siyasi kültür gerekiyor. Zira güven; sözle değil, davranış ile kazanılıyor. Tıpkı, gerçek eğitimin diplomayla değil, davranışta görüldüğü gerçeği gibi…
Normalleşen Küçük İhlaller
Bize zarar veren çoğu şey büyük krizler değil; zaman içinde siyasette normalleşen küçük ihlaller ve görmezden gelinen sorunlardır. Yerel yönetimler, toplumsal güvenin yeniden inşa edilebileceği en önemli alanlardan biridir. Eğer şeffaf, katılımcı ve toplumsal yararı önceleyen bir yönetim kültürünü yeniden kurabilirsek, sadece sistemsel bir düzenleme değil, aynı zamanda siyasette ihtiyaç duyulan onarımı da sağlayabiliriz. Çünkü mesele sadece nasıl yönetildiğimiz değil; kimin için ve hangi değerlerle yönetildiğimizdir.

Haberi Paylaş