Muğla’da Hipodrom Heyecanı: Menteşe’ye Proje İçin Tam Destek

23

Bir notla başlayalım. Gündem gereği, CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nın iptali istemiyle açılan davada Ankara’daki mahkemenin duruşmayı 24 Ekim’e erteleme kararına dair yazıp çizmek gerekirdi. Elbette bu gelişmeye ilişkin değerlendirmeler kaleme alınacak. Ancak kentinde kendine ait gündemi var. Gökova taş ocakları, Zehra Nine, Akbelen’de zeytin katliamı, İkizköylülerin direnişi gibi. Bunlardan biri de Muğla merkeze yapılması planlanan hipodrom. Muğla, turizmiyle olduğu kadar kültürel çeşitliliğiyle de Türkiye’nin öne çıkan kentlerinden biri. Son günlerde kentin gündemine giren bir başlık var: Menteşe’ye kurulması planlanan hipodrom projesi. Uzun süredir Muğla Gelişim Platformu tarafından üzerinde çalışılan bu proje, Türkiye Jokey Kulübü’nün (TJK) desteğiyle daha somut bir aşamaya geçmiş durumda.
Geniş Destek, Ortak Vizyon
TJK Yönetim Kurulu Üyesi Kerem Alkan’ın iki gün süren Muğla temasları dikkat çekti. Valilik, belediye, üniversite ve kamu kurumlarıyla yapılan görüşmelerin ardından, proje için güçlü bir destek tabanı oluştuğu açıklandı. Bu birliktelik, Muğla’nın hipodrom projesini yalnızca bir yatırım değil, ortak bir vizyon olarak sahiplendiğini gösteriyor.
Ekonomi ve Turizme Katkı
Planlanan hipodromun haftada 2-3 yarış düzenlemesi, özellikle Muğla genelinin kış turizmi açığını kapatma hedefiyle öne çıkıyor. Proje, turizmin yaz aylarına sıkışmasını önleyerek otellerden restoranlara kadar geniş bir ekonomik yelpazeye katkı sağlayacak. Ayrıca binlerce kişiye istihdam yaratılması ve üniversite öğrencilerine iş fırsatları sunulması bekleniyor. Türkiye’de İstanbul Veliefendi, İzmir Şirinyer, Bursa Osmangazi ve Adana Yeşiloba hipodromları, bulundukları kentlerin ekonomisine canlılık kazandırdı. Özellikle Veliefendi Hipodromu’nun her yıl on binlerce turisti İstanbul’a çekmesi, yarışların ötesinde bir kültürel etkinlik alanına dönüşmesi dikkat çekici. Muğla da benzer bir kazanımı yıl boyu turizmine taşıma potansiyeline hatta ötesine sahip. Şöyle ki, TJK standartlarında atçılıkla uğraşanların, yatırım yapanların neredeyse büyük çoğunluğu zaten güney ege sahillerinde yaşıyorlar. Muğla merkeze yapılacak bir hipodrom, sadece bu potansiyeli değerlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda yarış tutkunlarını, at sahibi olanları, jokeyleri, antrenörleri ve tüm ekiplerini kente çekecek; yatırımların, istihdamın ve turizm gelirlerinin Muğla merkeze yönelmesini sağlayacak.
Kültür Kenti Ütopyası
Burada bir parantez açalım. Muğla merkezin yıllara dayanan ancak gelip geçen yerel yönetimlerce de bir adım öteye geçmeyen bir ütopyası var: Kültür turizmi… Bir türlü dillerden düşmeyen, seçim bildirgelerinde kendisine hatırı sayılır yer bulan,“bu tür bir turizm çeşidine ihtiyaç var mı, kent ve kentli buna hazır mı?” diye sorgulaması yapılmadan ruhaniliğini koruyan kültür turizmi ne yazık siyasi pazarlama ürünü olarak günümüz bültenlerinde yer almaya devam ediyor. Üstelik, “kültür turizmi Muğla’nın merkezinde yılda bir iki etkinlikle geçiştiriliyor” eleştirisi de giderek daha fazla dillendiriliyor. Muğla’nın, özellikle de Menteşe’nin süreklilik arz eden kültür politikalarının eksikliği kentin tarihsel ve kültürel birikiminin görünür kılınmasını engelliyor.
Bu noktada hipodrom projesi; kent talebi, kamu desteği, sivil girişimi, ötesinde çabası ve gerçekleşme ihtimali ile merkezin kültür turizmi ütopyasına sığınanlara çok net bir örnek oluşturacak. Hipodrom projesi, Muğla’nın yatırım planı yapmasının, ötesinde yatırım alma becerisinin en seçkin örneğine dönüşmüş durumda. Bu çok önemli. Bu nedenle emeği geçenleri, destek verenleri kutlarken  “Hipodroma destek, tam destek” diyerek parantezi kapatalım.
Eğitim ve Sağlık Boyutu
Muğla Gelişim Platformu Başkanı Burak Nizamoğlu’nun aktardığına göre, hipodrom Türkiye’deki örneklerinden farklı bir vizyonla tasarlanıyor. At hastanesi, rehabilitasyon merkezi, atlı terapi alanı, tay satış merkezi, sosyal tesisler ve atçılık eğitim bölümü gibi yenilikçi unsurlar dikkat çekiyor. Bu kapsamda, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi ile iş birliği planlanıyor. Atçılık alanında yeni bir bölüm açılması ve veterinerlik öğrencilerinin uzmanlaşabileceği altyapının kurulması, projeye akademik bir boyut kazandıracak.Benzer bir iş birliği modeli daha önce Ankara Hipodromu’nda veterinerlik fakülteleriyle yürütülmüş, at sağlığı ve bakımında akademik uzmanlık geliştirilmişti. Muğla’nın projesi bu deneyimi daha kapsamlı bir biçimde hayata geçirebilir.
Sosyal Yaşam İçin Kamusal Alanlar
Projede yalnızca yarış pistleri değil; konser alanları, açık hava sinemaları ve piknik yerleri gibi halkın doğrudan faydalanabileceği sosyal mekânlar da öngörülüyor. Böylelikle hipodrom, kentin sosyal yaşamına dokunan, kültürel damarlarını besleyen bir kamusal alan kimliği kazanabilir.
Karar Süreci ve Rekabet
Platform Başkanı Nizamoğlu, başka şehirlerin de hipodrom için devrede olduğunu vurgulayarak, “Adeta bir yarış halindeyiz. Teknik hazırlıklarımızla öne çıktık. Ancak nihai karar TJK, Varlık Fonu ve Tarım Bakanlığı’nın ortak kararı olacak” dedi.
TJK Yönetim Kurulu Üyesi Alkan ise, “Muğla, bu projeyi gerçekten istiyor. Arazi çalışmaları, teknik dosyalar ve kamu desteği çok güçlü. Sürecin takibini yapacağız” diyerek kentin hazırlıklarının olumlu izlenim bıraktığını belirtti.
Muğla İçin Bir Fırsat
Gördüğümüz ve anladığımız kadarıyla hipodrom, Muğla için yalnızca nal seslerinin yankılandığı bir pistten ibaret değil. Eğer doğru yönetilirse, bu proje kentin ekonomik çeşitliliğini artırabilir, üniversiteye akademik değer katabilir ve halk için yeni sosyal alanlar yaratabilir. İstanbul, İzmir ve Bursa hipodromlarının kentlerine kattığı değer ortada. Şimdi sıra Muğla’da: Eğer proje hayata geçerse, Menteşe yalnızca Ege’nin değil, Türkiye’nin de öne çıkan hipodrom merkezlerinden biri olabilir.

Haberi Paylaş