Muğla Güncel – Batı Akdeniz Havzası Su Tahsis Planı ve Eylem Planı 4 Haziran 2025 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararıyla yürürlüğe girdi. Karar, havzalar arası ve havza içi su transferlerine izin verdiğinden Bodrum ve Aydın’a Dalaman Çayı’ndan su tahsisi yapılabilmesinin yolu açıldı.
Basında yer alan haberler ve köşe yazıları konuyu gündeme taşırken Jeoloji Yüksek Mühendisi ve Tıbbi Jeoloji uzmanı Dr. Eşref Atabey, meseleyi bilimsel açıdan ele alarak su tahsisinin yanlışlığına dikkat çekti.
Dr. Atabey, Dalaman Çayı’nın sularının, sulama amaçlı olarak Aydın’a tahsis edilmesine, daha önce yapılmış havzalar arası su taşıma eylemlerinin ekosistemlere zarar vermesi nedeniyle karşı çıktı. “Batı Akdeniz Havzası’nda yer alan Muğla ilinin kuzey bölümünde kalan Muğla merkez ilçe ile Menteşe, Marmaris, Datça, Ula, Bodrum, Milas, Yatağan ilçelerinin yüksek miktarda su ihtiyacı varken, Büyük Menderes Havzası’nda yer alan Aydın’a su tahsisi uygun değildir. Dalaman Çayı’ndan Aydın’a su tahsis edilmesi, hatalı bir eylem olacaktır. Eylem planının incelenmesinde, bu konuda yeterli fizibilite çalışmalarının yapılmadığı da anlaşılmaktadır” dedi.
Açıklamasında Dalaman’dan Aydın’a su verilmesinin iki yıl öncesinde gündeme geldiğini hatırlatan Atabey, Aydınlı bazı siyasetçilerin Dalaman Çayının Akköprü Barajı’na rağmen çayın Ege Denizi’ne boşa aktığını ve bunun önüne geçeceklerini, Dalaman Çayı’nın tünelle Aydın’daki Kemer Barajı’na bağlanması projesinin hayata geçmesi için çalıştıkları bilgisini de paylaştı. Yetkililerin Aydınlı siyasetçilerin etkisinde kaldığını ve sonuçlarının ağır olacağını ve popülizm uğruna Dalaman Çayı’nın boğazını sıkmaya ve kurutmaya, çay havzasındaki halkı da susuz bırakmaya niyetlendiklerini ifade etti.
Dr. Atabey’in altın değerindeki bilimsel açıklamaları elbette bu kadar değil. Açıklamada; Batı Akdeniz Havzası’nın illere göre dağılımda Muğla’nın %48,5, Antalya’nın% 32,2, Denizli’nin %12,1, Burdur’un %6,9 ve Aydın’ın ise %0,3 oranında alansal dağılımı bulunduğu, buna göre de ’Aydın iline Batı Akdeniz Havzası’nda yer alıyor denemeyeceği….
Muğla, Denizli ve Burdur il sınırları içinde kalan Dalaman Çayı’nın Çameli ve Dirmil Yaylaları üzerinde doğup, 201 km yol kat ettikten sonra Akdeniz’e döküldüğü, geçtiği yerlere hayat verdiği, yüzyıllardır da Dalaman-Ortaca Ovasını suladığı ve canlılar için yaşam kaynağı oluşturduğu bilgileri yer alıyor. Dalaman Çay’ının can çekiştiğine dikkat çekilen açıklamada Dalaman Çayı üzerinde kurulu 16 baraj ve HES bulunduğu Türkiye’de üzerinde bu kadar fazla sayıda baraj ve HES kurulan bir başka akarsunun olmadığına dikkat çekiliyor.
Dr. Eşref Atabay’a teşekkür edelim ve tüm bu verilerden yola çıkarak birkaç söz de biz edelim. Söze de “Suyun mu var derdin var” diyerek başlayalım.
Yüzyıllardır Akdeniz’e dökülen Dalaman Çayı, şimdi yönünü şaşırmış bir şekilde Aydın’a doğru akıtılmak isteniyor. “Suyun boşa gitmesin” diyenler, Dalaman Çayı’nın denize ulaşmasını israf sayarken doğaya akmasını lüks, yöre halkının kullanımını ise gereksiz bulmuş olacaklar ki yeni bir eylem planı devreye girdi:
“Akarsuyu kullanan halka değil, gözü olana tahsis et”…
Cumhurbaşkanlığı kararıyla yürürlüğe giren Batı Akdeniz Havzası Su Tahsis Planı, adeta “Kimin sesi çok çıkarsa onun çanağı dolar” anlayışıyla yazılmış. Nitekim Aydın’ın %0,3’lük havza payına rağmen %100 özgüvenle Dalaman’a göz dikmesi, bu planın ruhunu özetliyor. Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Eşref Atabey’in uyarılarına kulak veren yok. Kendisi bilim insanı ya, ne anlar siyaset mühendisliğinden (!) Oysa mesele çok basit: Dalaman Çayı boşa akıyormuş, çünkü denize dökülüyormuş. Bilim bunu “doğal döngü” diye açıklıyor ama biz artık döngüleri çoktan kırdık. Akarsuları yön değiştirterek, popülist alkışlar eşliğinde doğanın fişini çekiyoruz.
İşte tam da bu noktada kritik bir soruyu sormak gerekiyor.
Muğla’nın iktidar partisi milletvekilleri nerede?
Aydınlı siyasetçiler Muğla’ya yönelik proje planlarken Muğla’nın milletvekilleri ne yapıyor, olan bitene karşı neden susuyor? Yıllardır “su medeniyettir” diyenler, şimdi sessizlik içinde Aydınlı siyasetçilerin taleplerini izliyorlar. Meclis kürsüsünde memlekete methiyeler düzenler, söz Dalaman’ın suyuna gelince ne hikmetse suskunlaşıyorlar. Yoksa planları destekliyorlar da söylemeye mi çekiniyorlar? Ya da “su gitti, oylar kalsın mı” diyorlar. “Çayın boğazını sıkalım, verimli ovalar da, halk da susuz kalsın, yeter ki plan işlesin” diye mi düşünüyorlar?
Bu sessizlik bir onaya mı işaret ediyor?…
Akköprü Barajı’nı geçmiş, 16 baraj ve HES’ten sağ çıkmış Dalaman Çayı, şimdi bir de siyasi tünelden geçirilmeye çalışılıyor. Bu kadar barajı taşıyan çay, artık “beni bırakın, denize ulaşayım” diyor ama duyan kim?
Eylem planına göre; Muğla’ya düşen görev ne? Susmak.
Aydın’a düşen görev ne? İstemek.
Bilime düşen ne? Uyarmak.
Yetkililere düşense “Dalaman nerede, Aydın nerede?” sorusunu bile sormamak.
Muğla halkı susuz kalırsa, deniz görmüş Dalaman Çayı Aydın’a kapalı devre dolanırsa, ekosistem bir bardak suda boğulursa, hiç şaşırmayın.
Çünkü bu planın notları “havza” değil “havale” olarak alınmış…
Konu önemli olunca yazı da uzuyor, yani yazı alıp başını gidince köşe yazısı formatından çıkıp bir dosyaya dönüşüyor. Toparlayalım.
Bu kentin taşına, toprağına, sokağına, dağına, ovasına ve suyuna gözü gibi bakan, doğaya saygılı, korumacılık bilinci yüksek bir kentin insanı ve kenti yazan bir gazeteci olarak ifade etmek isteriz: “Dalaman Çayı, bu kentin can damarıdır. Sadece su değil, tarih taşır, hafıza taşır, yaşam taşır. O su, yüzyıllardır bu toprakları beslerken şimdi başka ellere yönlendirilmeye çalışılıyor. Dalaman Çayı bizimdir, bu toprağın hakkıdır”…