Enerji bahanesiyle doğa tehdit altındayken, Akbelen’deki nöbet devam ediyor.
İkizköylüler yitirdikleri ve yitirecekleri her ağacın ardından direnişlerini büyüterek sürdürüyor.
Cevre ve doğa direnişi destekleyen bizler için; “Nöbette Geceleyin” şarkısı bu mücadelenin ortak türküsüne dönüşüyor.
Hani şu, Cem Karaca’nın sözlerini yazıp-söylediği, Cahit Berkay’ın bestelediği…
Muğla’nın Akbelen Ormanı’nda yıllardır süren bir nöbet var.
Bu sıradan bir çevre hareketi gibi görülse, gösterilmeye çalışılsa da, bu nöbet aslında milyonların iç sesi. İkizköy halkı köylerinden, tarlalarından, zeytinliklerinden vazgeçmiyor. Toprağına sahip çıkan bu insanlar, yalnızca bir ormanı değil, yaşama dair her şeyi korumaya çalışıyor. O nedenle kendilerine yaşam savunucuları deniliyor.
Yeni çıkarılan madencilik yasasıyla birlikte, zeytinlikler, orman alanları ve meralar “enerji üretimi” adı altında şirketlere açılıyor. Yani artık doğanın neredeyse hiçbir güvenliği kalmayacasına. Hukuk rafa kaldırılıyor, kamu yararı yok sayılıyor. Ve Akbelen’deki mücadele, bu hoyrat gidişata karşı bir direnişin en kararlı hali olarak önümüzde duruyor.
Çocukların büyüdüğü zeytin ağaçları, floranın en görkemli ağaçları kızılçamlar, her sabah serinliğiyle köy halkını selamlayan yeşil gölgelikler…
Tüm bunlar birer “enerji projesi” kılıfıyla birer birer yok ediliyor.
Ama İkizköylüler vazgeçmiyor.
Mücadelenin işte tam da burasında bir şarkı devreye giriyor.
Cem Karaca’nın sözlerini yazdığı, Cahit Berkay’ın bestelediği “Nöbette Geceleyin”.
Bu eser Akbelen’in mücadele ruhuna denk düşüyor. Direnenlere, direnişin sesine, dağlardan yükselen o inanca destek veren bizler için; yalnızca bir müzik eseri olmaktan çıkıyor; bir isyan, bir ağıt ve bir çağrı anlamı taşıyor.
“Nöbette geceleyin ses geliyor dağlardan
Artık bir dönüşün yok düştüğün o yollardan
Yar beni o yar beni, ille de yar o yar beni
Dağdan gelen ses değil, mezara yar koyar beni”…
Müthiş melodisiyle bu dizeler elbette yaşam içerisinde sahibini arayıp bulsa da günümüz koşullarında toprağı ve doğası için direnen insanların kararlılığına çok yakışıyor. Direniş çadırlarında, kesilen ağaçların yankısında, taşın toprağın çığlığında bu şarkı artık daha anlamlı geliyor.
Akbelen’de hâlâ nöbet tutuluyor.
Her gün yeni bir yasa, yeni bir tehdit, yeni bir kesim sahası geliyor. Ama aynı zamanda, her gün biraz daha büyüyen bir vicdan dalgası da yükseliyor.
Nöbet tutanlar yalnız değiller.
“Nöbette Geceleyin” şarkısı bütün görkemiyle çalmaya devam ediyor.
*
http://youtube.com/watch?v=2V1Fl_I-n_A&list=RD2V1Fl_I-n_A&start_radio=1