Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Türkiye siyasetinde yeni bir kırılma noktasına doğru ilerliyor. 4-5 Kasım 2023’te yapılan 38. Olağan Kurultay’ın iptali için açılan “mutlak butlan” davasında kritik gün, bugün. Eski Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve bazı delegelerin açtığı davaların Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde birleştirilmesiyle birlikte gözler tamamen bu dosyaya çevrilmiş durumda.
Kurultayın iptal edilmesi ve yönetimin yeniden Kemal Kılıçdaroğlu’na devredilmesi ihtimali, sadece CHP içi dengeleri değil, Türkiye’deki muhalefet blokunun geleceğini de yakından ilgilendiriyor. Dava sürecinde 30 Haziran’da beklenen karar çıkmamış, dosya 15 Eylül’e ertelenmişti. Bu arada CHP lideri Özgür Özel ve parti yönetimi, “mutlak butlan” ihtimalini kabul etmeyeceklerini açıklarken; Kılıçdaroğlu’nun ise hukuki süreçten doğacak bir dönüşü kabul edebileceği yönündeki işaretler parti içinde tartışmaları büyüttü.
“Tedbir” Kararının Önemi
Hukukçulara göre; sürecin düğüm noktası, mahkemenin vereceği kararda yer alacak “tedbir” ifadesi olacak. Eğer mahkeme mutlak butlanı tedbirli şekilde açıklarsa, Kılıçdaroğlu ve eski Parti Meclisi’nin geri dönüş yolu açılabilir. Ancak butlan kararı tedbirsiz çıkarsa mevcut yönetim görevde kalmaya devam edecek ve süreç üst mahkemelere taşınarak yıllarca sürebilecek bir belirsizliğe dönüşecek.
Mahkeme yalnızca tedbir kararı verirse, parti yönetimi çağrı heyetine devredilecek ve bu heyetin 45 gün içinde kurultaya götürmesi gerekecek. Öte yandan, dava kasım sonuna kalırsa, kurultay tamamlandığı için butlan talebinin hukuki zemini ortadan kalkacak. Daha kısa vadede ise mahkemenin savunmaları değerlendirmek için birkaç gün erteleme yapması, yine de mutlak butlan kararını verme ihtimalini canlı tutuyor.
Siyasi Baskı ve Bölünme Riski
CHP kulislerinde bu ihtimaller değerlendirilirken, kararın sadece hukuki bir mesele olmadığı görüşü hâkim. Parti yöneticileri ve bazı hukukçular, iktidarın yargı üzerinden muhalefeti baskılamaya çalıştığını savunuyor. Bu çerçevede “mutlak butlan” ihtimali, yalnızca bir kurultay tartışması değil; aynı zamanda CHP’nin bölünmesi, yeniden şekillenmesi ve Türkiye’de muhalefetin geleceği açısından kritik bir eşik olarak görülüyor.
Çok uzun süredir ülkenin gündeminde ilk sıraya oturan bu konuyu an itibariyle uzatmaya gerek yok. Bugün 15 Eylül ve bugün açıklanacak karar, CHP’nin kaderini belirlemekle kalmayacak; aynı zamanda Türkiye siyasetinde muhalefetin yönünü de tayin edecek. Süreç boyunca CHP Genel Merkezi’nin gerek siyasi, gerekse hukuki gelişmelere yönelik hızlı kararlar aldığını hatırlatarak toparlayalım.
Karar Günü
Daha önce, 3 Eylül’de ifade etmiş, “Eylül ayında CHP’yi zorlu bir süreç bekliyor. 15 Eylül’den sonra çok farklı başlıkları konuşuyor ve yazıyor olabiliriz” demiştik.
Kararı bekliyoruz…
